2040’a Kadar Tüm Meslekler Değişecek
BinYaprak ilham buluşmalarında BinYaprak Kurucusu Melek Pulatkonak, Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek‘i konuşmacı olarak ağırladı. “Geleceğin Meslekleri“ konulu sohbette Eray Yüksek, genç nesillerin geleceğe nasıl hazırlanması gerektiği hakkındaki görüşlerini BirYaprak üyeleriyle paylaştı.
Dijital İşte Kız Kardeşlik Platformu Bin Yaprak, Mart ayı ilham buluşmalarında Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek’i ağırladı. Yüksek, “Geleceğin Meslekleri“ konulu sohbette BinYaprak üyeleriyle buluştu. Yakın gelecekte birçok mesleğin ortadan kalkacağını belirten Yüksek, ortalama 24 yaşında üniversiteden mezun olan bir gencin bir işyerinde işe başlaması ya da kendi işini kurmasından 5 yıl sonra söz konusu işin tanımının olmayacağını vurguladı.
Bu gerçeğin tıptan hukuka, bankacılık ve finanstan teknolojiye kadar çok sayıda sektörde geçerli olacağını kaydeden Yüksek, “Diyelim ki tıp doktoru oldunuz, ancak beş sene sonra akıllı zeka ile yüklenmiş bilgilerin olduğu bir ortamda başka bir konsültan ile tanışacaksınız. O zaman tıp doktorunun iş tanımı da değişmeye başlıyor demektir“ görüşünü ileri sürdü. Meslek yaşamına teknoloji sektöründe başladığını söyleyen Yüksek, kendi mesleğinin de 5 senede bittiğini, renkli TV tüp üretiminde çalışırken, teknolojik gelişmeler sonucunda bu mesleğin ortadan kalktığını belirtti.
Halihazırda 24 yaşında olan eğitimli bir gencin arkasından dijital teknolojilerin dünyasına doğmuş çok farklı bir kuşağın geldiğini ifade eden Yüksek şunları kaydetti: “Şu an üniversite mezunu olan, kendine iş arayan ya da iş bulan bir gencin karşısında oldukça fazla tehdit var. Bunların başında arzu edilen işi bulmak için birkaç senenin geçmesi geliyor. İşi bulduktan ya da bir iş kurduktan sonra o işi sahiplenmek ve yönetmek gerekiyor. Fakat aşağıdan çok ilginç bir nesil geliyor. Beş on yaşındaki çocuklara baktığımızda sürekli oyun oynadıklarını görüyoruz. Oyunlara olan tutkuları, bağlılıkları, stratejileri, anlayışları, hızları ve zaman kavramının tamamı oyunun içinde. Sonrasında oyundan çıkıyorlar ve mutsuzluklar, yıkılmışlıklar, öğrenmişlikler için bu çocuklara sadece üç saniye yetiyor. Ardından tekrar oyuna başlıyorlar. Dolayısıyla zaman kavramları çok farklı. Beklentileri çok yüksek. Bir de çok önemli bir özellikleri var; yenilme duyguları yok. Böyle bir nesil yakın gelecekte yapılan tüm işlerin tanımlarını değiştirecek. Hiyerarşileri yok. Görev başına proje bazında çalışmaya gidecekler ve kendi öncelikleri olacak. Başkasından emir ya da proje aldıkları için değil, kendi öncelikleri için hazır olacaklar. Sonuç olarak şu anda 24–25 yaşlarında olanların sahip oldukları işlerin tamamını değiştirecekler. Tamamını değiştirecekleri gibi kendi ellerine de alacaklar. Bu gerçekten ciddi bir sorun yaratacak. Dolayısıyla bugünkü genç kuşakların kendi yollarını bulmaları gerekiyor. Çok büyük bir değişim olacağı için, sadece Türkiye değil hiç kimse dünyada bu dönüşüme hazır değil.“
Dijital çağın çocuklarının dünyaya bambaşka bir gözle baktığını belirten Yüksek, şunları söyledi: “Bir üniversitenin buluşmasında bir çocukla tanışıp konuştum. Üniversite girişinde gelecekle ilgili afişi görüp babasını ikna ederek üniversitedeki buluşmaya gelmiş. ‘Bir sorum var‘ dedi. ‘Otonom araçlara geçerken sanki bir ara geçişmiş gibi gösterilen hibrid araçlar ve sonrası elektrikli araçları düşündüğümüzde, bugünkü enerji üretimini göz önüne aldığımızda bir ikilem yaratmıyor mu?” diye sordu. Nedenini sorduğumda, ‘Elektrik üretimimizin yüzde 67‘sini doğalgazla karşılıyoruz, bu anlamlı değil. Öte yandan, güneş tarlalarının ömürleri ikinci nesil lityum pillerden dolayı kullanıldıkları toprağı öldürüyor, gelecekte kuraklıkları da düşünürseniz bu yöntem de çevre açısından oldukça zararlı‘ dedi. Fakat bir çözüm üretti. ‘Bunların yerine varolan fosil yakıt kaynağı hariç potansiyel enerjileri kinetik enerjiye çevirmek için altyapılar üretemez miyiz‘ diye sordu. Bunları söyleyen çocuk sadece 12 yaşındaydı. 16 yaşında bir başka gençle de tanıştım. Şu an 9 şirketi var ve bu şirketlerin beşi Silikon Vadisi‘nde. 11 ya da 12 adet de şirket batırmış. Düşünme sistemi çok farklı bir çocuk. ‘İleride hangi üniversitenin hangi branşında okumak istiyorsun‘ diye sorduk, ‘bilmiyorum, henüz çok gencim‘ diye cevapladı. En ilginci ise bu gencin bir şirket kurduğu zaman şirketin başının belaya girmesi ve problemlerin yoğunlaşmasından zevk alması. Tıpkı dijital oyunlarda olduğu gibi. Bu şirketlerden biri çok başarılı olursa, onun kölesi olmaktan korktuğunu söyledi. Bu gençler, daha doğrusu çocuklar bizim düşünme sistemimiz, başarı anlayışımız, eğitim sistemimiz ve alışkanlıklarımızın tamamen dışında bir bakış açısına sahipler. Başarı tanımları tamamen farklı. Bu örnekler birkaç örnekle sınırlı değil. Birçok açıdan bu kuşağın genelini yansıtıyor. Sadece iki çarpıcı örnek verdim.“
Bugün 24–25 yaşlarında olan kuşağın geleceğin iş dünyasında nasıl ayakta kalabileceği konusunda ise Yüksek şunları belirtti: “Bu konuda hazır bir reçete yok. Örneğin akıllı zeka robotlar işimizi elimizden alacak mı sorusu en çok sorulan soru. Önde gelen danışmanlık firmalarından biri geçen yılki raporunda 2040‘a kadar yapay zekanın ciddi ölçeğe ulaşamayacağını söylüyor. Fakat 2040 yılına ne kadar kaldı ki? Yapay zekanın etkisi ne olacak derseniz, tanımladığımız her işi almaya hazır olduğunu söylebilirim. Dolayısıyla kendi geleceğimizi kendimizin tasarlamamız gerekiyor. Bu noktada geleceğin mesleklerine yönelik eğitimler çok önemli. Bu konuda Türkiye biraz zayıf, ancak gelişmeler var. Dünya üzerinde 41 üniversite bu konuda eğitim veriliyor. Eğitimlerinde kredili lisans ve lisanüstü eğitimlerinde gelecekle ilgili kredili dersler yer alıyor. Türkiye‘de de iki üniversite bu üniversitelerle işbirliğine girerek programlar başlattılar. Fütüristler Derneği’nin desteğiyle Bahçeşehir Üniversitesi‘nde başlattığımız Gelecek Okulu ve Okan Üniversitesi‘nde online olarak verilen Fütürizm Okulları ilk ciddi adımlar. Bahçeşehir Üniversitesi‘nde 45 öğrenci fiilen, Okan Üniversitesi‘nde 910 öğrenci online ders görüyor. Bu derslerde fütürizmin yanı sıra yapay zeka, Endüstri 4.0, felsefe, etik, gelecek endüstriler, iş ortamları öğretiliyor. Üniversiteye gitme imkanı olmayanlar aynı programı Deloitte‘in sertifika programlarındaki deneyi ile katılarak görebilirler.“
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları dijital işte kız kardeşlik networkü. BinYaprak, www.binyaprak.com adresindeki servisi ve sosyal medya hesaplarıyla üye ve takipçilerine ilham verirken, yine dijital platformlarda eğitim ve etkinlikler düzenlemektedir.
30 yılı aşkın süredir sürede çeşitli endüstrilerde kurumların markalaşmaları, farklılaşmaları, yaratıcı ve inovatif olmaları konusunda projelerinin başlatılmasında ve şekillenmesinde önemli roller almıştır. Dönüşüm, strateji, teknoloji ile işi buluşturma; geleceği anlama, senaryolar üretme ve istenilene ulaşma konularında liderlik, koçluk görevlerini üstlenmiştir. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde IBM firmasının işinin sürekliliğini sağlamak için üst seviye görevler üstlenmiştir. IBM Türk’ün, hizmet organizasyonuna dönüştüğü yıllarda yaptığı Genel Müdürlük görevi sırasında, büyüme ve pazar payları rekor artışlar göstermiştir. Başkan Yardımcılığı döneminde, yeni pazarlar ve yeni ülkeler IBM dünyasına katılmıştır. Halihazırda Fütüristler Derneği’nde Başkanlık görevini üstlenmekte; kurumlar, girişimciler ve gençlere iyi bir gelecek üretebilmeleri için destek vermektedir.
yilmazparlar@yahoo.com
BinYaprak ilham buluşmalarında BinYaprak Kurucusu Melek Pulatkonak, Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek‘i konuşmacı olarak ağırladı. “Geleceğin Meslekleri“ konulu sohbette Eray Yüksek, genç nesillerin geleceğe nasıl hazırlanması gerektiği hakkındaki görüşlerini BirYaprak üyeleriyle paylaştı.
Dijital İşte Kız Kardeşlik Platformu Bin Yaprak, Mart ayı ilham buluşmalarında Fütüristler Derneği Başkanı Eray Yüksek’i ağırladı. Yüksek, “Geleceğin Meslekleri“ konulu sohbette BinYaprak üyeleriyle buluştu. Yakın gelecekte birçok mesleğin ortadan kalkacağını belirten Yüksek, ortalama 24 yaşında üniversiteden mezun olan bir gencin bir işyerinde işe başlaması ya da kendi işini kurmasından 5 yıl sonra söz konusu işin tanımının olmayacağını vurguladı.
Bu gerçeğin tıptan hukuka, bankacılık ve finanstan teknolojiye kadar çok sayıda sektörde geçerli olacağını kaydeden Yüksek, “Diyelim ki tıp doktoru oldunuz, ancak beş sene sonra akıllı zeka ile yüklenmiş bilgilerin olduğu bir ortamda başka bir konsültan ile tanışacaksınız. O zaman tıp doktorunun iş tanımı da değişmeye başlıyor demektir“ görüşünü ileri sürdü. Meslek yaşamına teknoloji sektöründe başladığını söyleyen Yüksek, kendi mesleğinin de 5 senede bittiğini, renkli TV tüp üretiminde çalışırken, teknolojik gelişmeler sonucunda bu mesleğin ortadan kalktığını belirtti.
Halihazırda 24 yaşında olan eğitimli bir gencin arkasından dijital teknolojilerin dünyasına doğmuş çok farklı bir kuşağın geldiğini ifade eden Yüksek şunları kaydetti: “Şu an üniversite mezunu olan, kendine iş arayan ya da iş bulan bir gencin karşısında oldukça fazla tehdit var. Bunların başında arzu edilen işi bulmak için birkaç senenin geçmesi geliyor. İşi bulduktan ya da bir iş kurduktan sonra o işi sahiplenmek ve yönetmek gerekiyor. Fakat aşağıdan çok ilginç bir nesil geliyor. Beş on yaşındaki çocuklara baktığımızda sürekli oyun oynadıklarını görüyoruz. Oyunlara olan tutkuları, bağlılıkları, stratejileri, anlayışları, hızları ve zaman kavramının tamamı oyunun içinde. Sonrasında oyundan çıkıyorlar ve mutsuzluklar, yıkılmışlıklar, öğrenmişlikler için bu çocuklara sadece üç saniye yetiyor. Ardından tekrar oyuna başlıyorlar. Dolayısıyla zaman kavramları çok farklı. Beklentileri çok yüksek. Bir de çok önemli bir özellikleri var; yenilme duyguları yok. Böyle bir nesil yakın gelecekte yapılan tüm işlerin tanımlarını değiştirecek. Hiyerarşileri yok. Görev başına proje bazında çalışmaya gidecekler ve kendi öncelikleri olacak. Başkasından emir ya da proje aldıkları için değil, kendi öncelikleri için hazır olacaklar. Sonuç olarak şu anda 24–25 yaşlarında olanların sahip oldukları işlerin tamamını değiştirecekler. Tamamını değiştirecekleri gibi kendi ellerine de alacaklar. Bu gerçekten ciddi bir sorun yaratacak. Dolayısıyla bugünkü genç kuşakların kendi yollarını bulmaları gerekiyor. Çok büyük bir değişim olacağı için, sadece Türkiye değil hiç kimse dünyada bu dönüşüme hazır değil.“
Dijital çağın çocuklarının dünyaya bambaşka bir gözle baktığını belirten Yüksek, şunları söyledi: “Bir üniversitenin buluşmasında bir çocukla tanışıp konuştum. Üniversite girişinde gelecekle ilgili afişi görüp babasını ikna ederek üniversitedeki buluşmaya gelmiş. ‘Bir sorum var‘ dedi. ‘Otonom araçlara geçerken sanki bir ara geçişmiş gibi gösterilen hibrid araçlar ve sonrası elektrikli araçları düşündüğümüzde, bugünkü enerji üretimini göz önüne aldığımızda bir ikilem yaratmıyor mu?” diye sordu. Nedenini sorduğumda, ‘Elektrik üretimimizin yüzde 67‘sini doğalgazla karşılıyoruz, bu anlamlı değil. Öte yandan, güneş tarlalarının ömürleri ikinci nesil lityum pillerden dolayı kullanıldıkları toprağı öldürüyor, gelecekte kuraklıkları da düşünürseniz bu yöntem de çevre açısından oldukça zararlı‘ dedi. Fakat bir çözüm üretti. ‘Bunların yerine varolan fosil yakıt kaynağı hariç potansiyel enerjileri kinetik enerjiye çevirmek için altyapılar üretemez miyiz‘ diye sordu. Bunları söyleyen çocuk sadece 12 yaşındaydı. 16 yaşında bir başka gençle de tanıştım. Şu an 9 şirketi var ve bu şirketlerin beşi Silikon Vadisi‘nde. 11 ya da 12 adet de şirket batırmış. Düşünme sistemi çok farklı bir çocuk. ‘İleride hangi üniversitenin hangi branşında okumak istiyorsun‘ diye sorduk, ‘bilmiyorum, henüz çok gencim‘ diye cevapladı. En ilginci ise bu gencin bir şirket kurduğu zaman şirketin başının belaya girmesi ve problemlerin yoğunlaşmasından zevk alması. Tıpkı dijital oyunlarda olduğu gibi. Bu şirketlerden biri çok başarılı olursa, onun kölesi olmaktan korktuğunu söyledi. Bu gençler, daha doğrusu çocuklar bizim düşünme sistemimiz, başarı anlayışımız, eğitim sistemimiz ve alışkanlıklarımızın tamamen dışında bir bakış açısına sahipler. Başarı tanımları tamamen farklı. Bu örnekler birkaç örnekle sınırlı değil. Birçok açıdan bu kuşağın genelini yansıtıyor. Sadece iki çarpıcı örnek verdim.“
Bugün 24–25 yaşlarında olan kuşağın geleceğin iş dünyasında nasıl ayakta kalabileceği konusunda ise Yüksek şunları belirtti: “Bu konuda hazır bir reçete yok. Örneğin akıllı zeka robotlar işimizi elimizden alacak mı sorusu en çok sorulan soru. Önde gelen danışmanlık firmalarından biri geçen yılki raporunda 2040‘a kadar yapay zekanın ciddi ölçeğe ulaşamayacağını söylüyor. Fakat 2040 yılına ne kadar kaldı ki? Yapay zekanın etkisi ne olacak derseniz, tanımladığımız her işi almaya hazır olduğunu söylebilirim. Dolayısıyla kendi geleceğimizi kendimizin tasarlamamız gerekiyor. Bu noktada geleceğin mesleklerine yönelik eğitimler çok önemli. Bu konuda Türkiye biraz zayıf, ancak gelişmeler var. Dünya üzerinde 41 üniversite bu konuda eğitim veriliyor. Eğitimlerinde kredili lisans ve lisanüstü eğitimlerinde gelecekle ilgili kredili dersler yer alıyor. Türkiye‘de de iki üniversite bu üniversitelerle işbirliğine girerek programlar başlattılar. Fütüristler Derneği’nin desteğiyle Bahçeşehir Üniversitesi‘nde başlattığımız Gelecek Okulu ve Okan Üniversitesi‘nde online olarak verilen Fütürizm Okulları ilk ciddi adımlar. Bahçeşehir Üniversitesi‘nde 45 öğrenci fiilen, Okan Üniversitesi‘nde 910 öğrenci online ders görüyor. Bu derslerde fütürizmin yanı sıra yapay zeka, Endüstri 4.0, felsefe, etik, gelecek endüstriler, iş ortamları öğretiliyor. Üniversiteye gitme imkanı olmayanlar aynı programı Deloitte‘in sertifika programlarındaki deneyi ile katılarak görebilirler.“
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları dijital işte kız kardeşlik networkü. BinYaprak, www.binyaprak.com adresindeki servisi ve sosyal medya hesaplarıyla üye ve takipçilerine ilham verirken, yine dijital platformlarda eğitim ve etkinlikler düzenlemektedir.
30 yılı aşkın süredir sürede çeşitli endüstrilerde kurumların markalaşmaları, farklılaşmaları, yaratıcı ve inovatif olmaları konusunda projelerinin başlatılmasında ve şekillenmesinde önemli roller almıştır. Dönüşüm, strateji, teknoloji ile işi buluşturma; geleceği anlama, senaryolar üretme ve istenilene ulaşma konularında liderlik, koçluk görevlerini üstlenmiştir. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde IBM firmasının işinin sürekliliğini sağlamak için üst seviye görevler üstlenmiştir. IBM Türk’ün, hizmet organizasyonuna dönüştüğü yıllarda yaptığı Genel Müdürlük görevi sırasında, büyüme ve pazar payları rekor artışlar göstermiştir. Başkan Yardımcılığı döneminde, yeni pazarlar ve yeni ülkeler IBM dünyasına katılmıştır. Halihazırda Fütüristler Derneği’nde Başkanlık görevini üstlenmekte; kurumlar, girişimciler ve gençlere iyi bir gelecek üretebilmeleri için destek vermektedir.
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder